Avrupa ve Amerika çok çalıştığı için değil çok çaldığı için zengin.
İslam ülkeleri de az çalıştığı için değil çok çaldırdığı için fakir.
İnsanlar belli zeka ve çalışma kapasitesine sahiptir. Amerika ve Avrupa hırsızlık, çalma, gasp etme düzeni ile elde ettikleri refahı, zenginliği ve sosyal rahatlığı Dünya'nın diğer ülkelerinde kafası fazla çalışan insanlara vaad ederek onları kendileri namına çalıştırıyor ve çarklarını bu şekilde döndürmeye devam ediyorlar.
Dünya da en zengin maden ve petrol sahaları İslam ülkelerinde iken olması gereken yüksek ve ileri refahı söz konusu coğrafyalarda göremiyoruz. Batının hırsızlık düzenin en önemli ayağını İslam ülkelerinin başında hırsızlar adına yöneticilik yapan Şahlar, Padişahlar, Başbakanlar, Sultanlar oluşturuyor.
Halklarına ait olan kaynakları Avrupa ve Amerika'ya bedavaya vermekte bir beis görmüyor bunun karşılığında koltuklarını ve saltanatlarını korumayı kar sayıyorlar.
Türkiyeyi düşünün Irak'ın işgalinden sonra geçen son 8 yılda %230 artan petrol fiyatları ile sırf petrol için ödediğimiz faturanın miktarı 80 milyar doları geçmiş durumda. Bu paraların bizim kasamızda kaldığını düşünün. Bu milyar dolarlar cepte kalsa neler yapılır, neler kurulur, neler geliştirilir hayal edin.
Evet biz ödüyoruz onlar ödemiyor. Ödemedikleri para ile üniversite açıp enstitü kuruyor, sanayisini güçlendirip ürettiği malları bu coğrafyalara satıyor. Mal satıyor ama elindeki teknolojiyi vermiyor.
Sömürü düzeninin bir başka boyuta, sömürdükleri ülkelerin bilim adamlarına vaad ettikleri hırsızlığa dayalı refahla devam ettiriyorlar. Maden sömürüsünün peşinden zeka, beyin ve emek sömürüsü kendiliğinden geliyor.
Batı dünyasının yani tek dişi kalmış canavarın bizden daha iyi yaptığı bir şey varsa o HIRSIZLIKTIR. Hırsızlıklarını güzel ambalajlıyor üzerine zamana uygun kılıflar giydiriyorlar. Bazı zamanlarda DEMOKRASİ getirmek için geldik diyorlar. Bazen İNSAN HAKLARI diyor bazen ÇEVRE ve DOĞA için buradayız diyorlar. Ama her seferinde hazırladıkları dolmayı Müslümanlara yutturmaya muktedir oluyorlar.
Puşt puştluğunu, kış kışlığını yapar diye bir atasözümüz var. Onlar üzerine düşeni yapıyor ama biz neden bunların tezgahına geliyoruz problem burada.
Mustafa ÇİMEN
KAYSERİ
20/3/14
İslam ülkeleri de az çalıştığı için değil çok çaldırdığı için fakir.
İnsanlar belli zeka ve çalışma kapasitesine sahiptir. Amerika ve Avrupa hırsızlık, çalma, gasp etme düzeni ile elde ettikleri refahı, zenginliği ve sosyal rahatlığı Dünya'nın diğer ülkelerinde kafası fazla çalışan insanlara vaad ederek onları kendileri namına çalıştırıyor ve çarklarını bu şekilde döndürmeye devam ediyorlar.
Dünya da en zengin maden ve petrol sahaları İslam ülkelerinde iken olması gereken yüksek ve ileri refahı söz konusu coğrafyalarda göremiyoruz. Batının hırsızlık düzenin en önemli ayağını İslam ülkelerinin başında hırsızlar adına yöneticilik yapan Şahlar, Padişahlar, Başbakanlar, Sultanlar oluşturuyor.
Halklarına ait olan kaynakları Avrupa ve Amerika'ya bedavaya vermekte bir beis görmüyor bunun karşılığında koltuklarını ve saltanatlarını korumayı kar sayıyorlar.
Türkiyeyi düşünün Irak'ın işgalinden sonra geçen son 8 yılda %230 artan petrol fiyatları ile sırf petrol için ödediğimiz faturanın miktarı 80 milyar doları geçmiş durumda. Bu paraların bizim kasamızda kaldığını düşünün. Bu milyar dolarlar cepte kalsa neler yapılır, neler kurulur, neler geliştirilir hayal edin.
Evet biz ödüyoruz onlar ödemiyor. Ödemedikleri para ile üniversite açıp enstitü kuruyor, sanayisini güçlendirip ürettiği malları bu coğrafyalara satıyor. Mal satıyor ama elindeki teknolojiyi vermiyor.
Sömürü düzeninin bir başka boyuta, sömürdükleri ülkelerin bilim adamlarına vaad ettikleri hırsızlığa dayalı refahla devam ettiriyorlar. Maden sömürüsünün peşinden zeka, beyin ve emek sömürüsü kendiliğinden geliyor.
Batı dünyasının yani tek dişi kalmış canavarın bizden daha iyi yaptığı bir şey varsa o HIRSIZLIKTIR. Hırsızlıklarını güzel ambalajlıyor üzerine zamana uygun kılıflar giydiriyorlar. Bazı zamanlarda DEMOKRASİ getirmek için geldik diyorlar. Bazen İNSAN HAKLARI diyor bazen ÇEVRE ve DOĞA için buradayız diyorlar. Ama her seferinde hazırladıkları dolmayı Müslümanlara yutturmaya muktedir oluyorlar.
Puşt puştluğunu, kış kışlığını yapar diye bir atasözümüz var. Onlar üzerine düşeni yapıyor ama biz neden bunların tezgahına geliyoruz problem burada.
Mustafa ÇİMEN
KAYSERİ
20/3/14