6 Ocak 2018 Cumartesi

Mesele O Değil Sen Hala Anlamadın mı ?

Veteriner elektronik reçete sisteminde her şey düşünülmüş. GTVHB ilgili dairesi harika bir sistem geliştirmiş. Her yerinde emek ve düşünce var, kimsenin emeğine saygısızlık etmiş olmak istemem.   İsmi her ne kadar elektronik reçete sistemi olsa da bu sistem ; stok kontrolü, istatistik, reçete, hayvan kayıt sistemi, hastalık ihbar sistemi, raporsuz sevk edilen hayvan tespiti,  küpe ihbarı, kedi köpek sayımı ve burada belirtmediğim pek çok işi bir arada yapacak ve bunları serbest veteriner hekimler sayesinde gerçekleştirecek.

Bu sistemden vergi dairesine bir link verilirse klinisyen arkadaşlarımız muhasebeci derdinden kurtulup artık günlük vergi dahi ödeyebilir. Olası vergi denetlemesi sırasında bu sistem üzerinden karşılaştırma yapılıp faturalandırılması unutulan, ya da sisteme yanlışlıkla muayene reçetesi olarak girilen her muayene karşılığı gerekli faturalar sorulabilir, fatura ve fiş karşılığı yoksa ağır müeyyidelerle karşı karşıya kalmak kaçınılmaz gibi görünüyor. Elektronik reçete sistemi maliyeciler içinde harika bir sistem olmuş.

Bu sisteme ekstra bir sekme eklense suni tohumlama kayıtlarını da direk girebiliriz, bu bizi her koçanına para ödeyerek aldığımız makbuz derdinden kurtaracaktır. Tarım il müdürlükleri bu ekstra sekme ile döner sermaye geliri kaybına uğrayacağı için her elli girişte döner sermayeye makbuz ücreti ödemek serbest veteriner hekim arkadaşlar için zevkle yapacakları bir ödeme olacaktır.  Öte yandan suni tohumlama kaydını girerek bakanlıkta suni tohumlama ile ilgili daire ve damızlık birliklerine de çok büyük kolaylıklar sağlarız. Nede olsa başka kurumların iş yüklerini  bedavaya omzumuza  almaya hepimiz çok hevesliyiz.

Devletimize ve  hayvancılığımıza destek vermek serbest çalışan veteriner hekimler olarak bizlerin de vazifesidir. Ancak bu sisteme veri girmek, satılan her kalemi, gidilen her hastayı bakanlığa direk bildirmek, epey vakit alacak ekstra bir iş yükü demektir. Bu iş yükünün altına veteriner hekimler bakanlık için girecek. Ne tuhaftır ki bu işi bakanlık adına gerçekleştirdikleri içinde hiçbir ücret almayacaklar aksine kendilerini bekleyen cezalara, vergi yüküne de hazır ve razı olacaklar.

 Müşterisine veresiye çalışmaya mecbur , firma ve depolara vade farklı ödeme yaparak çalışmaya mahkûm edilen  klinisyen  veteriner hekimler bu sistemle bakanlığa da kölelik yapacak,  bunda ne sakınca var ? Diye soranları görür gibiyim. Onlara şunu söylemek istiyorum. Her emeğin karşılığı olduğu gibi veteriner hekimlerinde emeklerinin karşılığı vardır ve ödenmelidir. Bu sistemi kullanmaya razı olan veteriner hekimlerin emekleri karşılıksız bırakılmamalıdır. Düşünün ,bir kısım arkadaşlar bakanlıklarda, müdürlüklerde, odalarında kahve yudumlarken bizim serbest klinisyen veteriner hekim arkadaşlar  gittiği köyü, tedavi ettiği ineği, ineğin hastalığını, verdiği ilacı, ilacın dozunu, gramını sisteme  girmeye çabalayacak. Bu çaba sonucunda ay sonu bakanlık kaç ishal danamız var, kaç inekte deplasman gerçekleşti, kaç inek abort yaptı, kaç buzağı doğdu vb. pek çok şeyden haberdar olacak. Bakanlık ve firmalar en çok kullanılan antibiyotik ve ilaçlar hangisi, hangi firmanınki hangi bölgede daha çok tercih ediliyor bunları da net şekilde bilerek iş yapacak. Ülke hayvancılığı ve veteriner ilaç politikaları artık serbest veteriner hekimlerin verileri sayesinde daha net şekillendirilecek.

Devasa bakanlık kadroları, bütçeleri ve teşkilatları ile başarılamayan pek çok şey bu sistem sayesinde bedavaya, yurdun dört köşesinde koşuşturan klinik hekimlerinin emekleri ve gayretleri ile başarılacak.

Bunun yanında kölelik görevini aksatan hekimleri tespit etmek, cezalandırmak, merkezden, teşkilatı onun üzerine yönlendirmekte epey kolay olacak.

Bu sistemle gereksiz antibiyotik kullanımının önüne geçileceği de söyleniyor.

Dünya antibiyotik direnci ile mücadele ediyor. Avrupa’da en çok antibiyotik tüketen ülke Türkiye. Antibiyotik direnci milli risk haline gelmiş durumda. Bu gerçekler bıçak gibi bizi keserken, veteriner  ilaç firmaları, ne kadar çok antibiyotik ve ilaç satarlarsa o kadar mutlu olmaya devam ediyorlar. Antibiyotikler başı boş şekilde, keyfi etiket fiyatları ile, firmaların kafalarına göre oluşturduğu ve bakanlığa onaylattığı  fiyatı politikası  ile piyasada cirit atıyor.

Örneğin A firması etiket fiyatı 150 lira olan B antibiyotiğini satmak için veteriner kliniğine ya da eczaneye geliyor. Klinisyen hekime ya da eczaneye seçenekler sunuluyor. 10 adet alırsan 60 liradan, 100 adet alırsan 40 liradan, 1000 adet alırsan 30 liradan bu antibiyotiği alabilirsin deniliyor. Hekim arkadaş1000 adet antibiyotiğe ihtiyacı  olmasa da  para kazanabilmek için ve fiyat avantajından faydalanabilmek için 1000 adet alıyor ve 2000 adedini 20 liradan almış olan diğer meslektaşı ile rekabet ederek 30 liradan  piyasaya sunuyor. Bu sistemde firmadan başka kazanan, milletimizden başka zarar eden yok.

Yukarıda örneklemeye çalıştığım olay hikâye değil gerçek. Bu olayda  suçlu aramak istiyorsak ben listenin başına Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığını koyarım. Önceki bakanımız Syn. #FarukÇelik beyefendiye de koyunu bu şekli ile anlatmıştım.

‘’Gücü ilaç firmalarına, ithalatçılara yetmediği için antibiyotikler dahil veteriner ilaçlarının piyasadaki hareketlerini kontrol altında tutamayan  ve düzenleyemeyen bakanlığımız, ilaçlara barkot koyup sabit fiyat  ile satışlarını ayarlayamayan bakanlığımız, antibiyotiklerin kontrolsüz şekilde ihtiyaçtan fazla satılmasına göz yuman bakanlığımız, veteriner ilaçlarının stratejik ürün olduğuna ve alelade ticaret malı olmadığına kör kesilen bakanlığımız ne kadar mühim proje başlatmış’’ diyenlere ne diyeceğiz ?

Babayiğitlik, milli ve yerli olmak kalp krizi geçiren hastanın kan şeker seviyesini ayarlamak için ona insülin vermek değil onu  bir an önce  anjiyoya almaktır.

Büyük tehlike; sabit fiyatı olmayan antibiyotiklerin yukarıda anlattığım politika ile pazarlanmasının önüne geçememektir

Mesele, stratejik ve biyolojik silah olan antibiyotikleri mezat malı olmaktan kurtarmamaktır.  Stratejik personel olan Veteriner hekimlere saygı gösterip hak ettikleri yaşam refahını sağlamamaktır.

Mesele, elektronik reçete sistemi adı altında bakanlığın  tüm amelelik  işlerini serbest veteriner hekimlerin sırtına yüklemesine göz yummaktır.

Mesele, veteriner fakültesi adı altında veteriner liseleri kurmaktır.

Mesele, ana konuları göz ardı edip, yan konularda oyalanmaktır.

Mesele, iyi bir şey yaptığını sanan ancak konunun özüne bir türlü inemeyen bakanlık personelleri meselesidir.

Mesele, ben yaptım oldu meselesidir.

Mesele, yanlış yol haritalarını doğru harita gibi konuyu bilmeyen bakanlara yutturmak ve siyasetçileri  halk nazarında küçük düşürmektir.

Tekrar söylüyorum.  Hasta kalp krizi geçiriyor, acil anjiyo lazım. Mesele hastanın kan şekerini değilidir.

Siz hala anlamadınız mı ?

Mesele bu ülkenin hayvancılığını bitirmek meselesidir.

#Fakıbaba #Tarım #Tarımbakanlığı #Cumhurbaşkanı #RecepTayyipErdoğan



Mustafa Çimen
Veteriner Hekim
Kayseri

Hiç yorum yok: