Zaman bir bütündür ve koskoca bir şu andan ibarettir.
Zamanı ölçme, şekillendirme, adlandırıp ifade etme düşünce ve ihtiyaçlarının sonucunda takvimler geliştirilmiştir. Pek çok takvim çeşidi mevcuttur. Kısa, öz, net şekliyle ise ;
Müslüman takvimi : Hicri takvim,
Hristiyan takvimi ; Miladi takvimdir.
Biz Müslüman Türkler ; Hicri 1342 senesine kadar Müslüman Takvimini kullanıyorduk.
H.1342 senesinde ;
698 sayılı "Takvimde Tarih Mebdei'nin Tebdili" Kanunu ile Hicri 1342 senesini, Miladi 1926 senesi yaparak Hristiyan takvimine geçiş yaptık.
Peki ;
Takvimin yılının başında kutlama yapılır mı ?
İsteyen kutlama yapabilir.
Fakat !
Yılbaşında Noel ağacı süslemek ; Ahlaken, hukuken ve dinen yasak edilmiş bir durum olmasa da,
Yılbaşında Noel baba kıyafetleri giymek; Ahlaken, hukuken ve dinen yasak edilmiş bir durum olmasa da,
Yılbaşında Hindi kesmek ; Ahlaken, hukuken, dinen yasak edilmiş bir durum olmasa da,
Yılbaşında Çam ağacı kesip süslemek; Ahlaken, hukuken, dinen yasak edilmiş bir durum olmasa da, Hristiyan adetleridir.
Bu adetlere uymak; Şeklen ve manen kimliğimizi zedeleyici, bizleri küçültücü, dinimizden uzaklaştırıcı hareketlerdir.
Efendimizin "Bizden başkasına benzemeye çalışan, bizden değildir" sözü ışığında yabancı kültürlere ve dinlere ait adetlerden uzak durmak hayrımıza olur.
İmanımızın kıymetini, inancımızı yüceliğini, kültürümüzün gücünü önce kendimiz kabul edip sonra etrafımızdakilere bu minval üzere örnek olmalıyız.
Kendimize ve bizi biz yapan değerlere olan güvenimizi pekiştirip Sıratı Müstakime sadakatle bağlanmamız iki cihanın da yüzümüzü ağartır.
Ayrıca ;
Bizim hindi olarak bilip isimlendirdiğimiz hayvanın, Avrupa ve Amerika da TURKEY olarak isimlendirildiğini, Viyana kuşatmasından sonra Papanın ''Her hristiyan, bir Türk kanı akıtsın ''diye emir verdiğini ve bunun gereği olarak Avrupalıların Türk olarak adlandırdıkları hindiyi kesmeye başladıklarını, yılbaşında hindi kesme adetinin Avrupa da böyle başlayıp yaygınlaştığını biliyor muydunuz ?
Hristiyanlar başka bir millet, Müslümanlar ise ap ayrı pak bir ümmet. Aramızda bizi farklı kılan, yüksek ve kutsal duvarlar var. Duvarının gücüne ve yüksekliğine güvenen, her gün bir kaç tuğlasının eksilmesine göz yumsa, zamanla duvar denen bir şeyi kalmaz.

Bu bağlamda ;
Ağaç sever çevreciliğin, hayvan severliğin ve her türlü İzim'in türlü şirinlikler ve değişik yöntemlerle insanların gönüllerinde yer bulduğunu, akıllarında mantık çerçevesinde hakimiyet kazandığını biliyoruz.
Bunların tamamı İslamla savaşma yöntemleri, duvardan taş eksiltme argümanlardır.
Böyle olmasa Kurban bayramına karşı çıkan hayvanseverler hindilerin kesilmesine karşı çıkar, parklara sahip çıkan ağaçseverler de çam ağaçlarına sahip çıkardı.
Mustafa Çimen
10/12/13
Düvenönü Kayseri
Zamanı ölçme, şekillendirme, adlandırıp ifade etme düşünce ve ihtiyaçlarının sonucunda takvimler geliştirilmiştir. Pek çok takvim çeşidi mevcuttur. Kısa, öz, net şekliyle ise ;
Müslüman takvimi : Hicri takvim,
Hristiyan takvimi ; Miladi takvimdir.
Biz Müslüman Türkler ; Hicri 1342 senesine kadar Müslüman Takvimini kullanıyorduk.
H.1342 senesinde ;
698 sayılı "Takvimde Tarih Mebdei'nin Tebdili" Kanunu ile Hicri 1342 senesini, Miladi 1926 senesi yaparak Hristiyan takvimine geçiş yaptık.
Peki ;
Takvimin yılının başında kutlama yapılır mı ?
İsteyen kutlama yapabilir.
Fakat !
Yılbaşında Noel ağacı süslemek ; Ahlaken, hukuken ve dinen yasak edilmiş bir durum olmasa da,
Yılbaşında Noel baba kıyafetleri giymek; Ahlaken, hukuken ve dinen yasak edilmiş bir durum olmasa da,
Yılbaşında Hindi kesmek ; Ahlaken, hukuken, dinen yasak edilmiş bir durum olmasa da,
Yılbaşında Çam ağacı kesip süslemek; Ahlaken, hukuken, dinen yasak edilmiş bir durum olmasa da, Hristiyan adetleridir.
Bu adetlere uymak; Şeklen ve manen kimliğimizi zedeleyici, bizleri küçültücü, dinimizden uzaklaştırıcı hareketlerdir.
Efendimizin "Bizden başkasına benzemeye çalışan, bizden değildir" sözü ışığında yabancı kültürlere ve dinlere ait adetlerden uzak durmak hayrımıza olur.
İmanımızın kıymetini, inancımızı yüceliğini, kültürümüzün gücünü önce kendimiz kabul edip sonra etrafımızdakilere bu minval üzere örnek olmalıyız.
Kendimize ve bizi biz yapan değerlere olan güvenimizi pekiştirip Sıratı Müstakime sadakatle bağlanmamız iki cihanın da yüzümüzü ağartır.
Ayrıca ;

Hristiyanlar başka bir millet, Müslümanlar ise ap ayrı pak bir ümmet. Aramızda bizi farklı kılan, yüksek ve kutsal duvarlar var. Duvarının gücüne ve yüksekliğine güvenen, her gün bir kaç tuğlasının eksilmesine göz yumsa, zamanla duvar denen bir şeyi kalmaz.

Bu bağlamda ;
Ağaç sever çevreciliğin, hayvan severliğin ve her türlü İzim'in türlü şirinlikler ve değişik yöntemlerle insanların gönüllerinde yer bulduğunu, akıllarında mantık çerçevesinde hakimiyet kazandığını biliyoruz.
Bunların tamamı İslamla savaşma yöntemleri, duvardan taş eksiltme argümanlardır.
Böyle olmasa Kurban bayramına karşı çıkan hayvanseverler hindilerin kesilmesine karşı çıkar, parklara sahip çıkan ağaçseverler de çam ağaçlarına sahip çıkardı.
Mustafa Çimen
10/12/13
Düvenönü Kayseri
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder