17 Temmuz 2017 Pazartesi

Beyinden müteşekkil vücut olur mu ?



Türkiye'de eğitim sisteminin acilen ele alınması gerekiyor. 32 fakülte ve yıllık 1500-2000 mezun veren Veteriner Fakülteleri ve kendi mesleğim açısından olaya bakarak, kendi mesleğimin kaygılarını konuşmuyorum. 


Şu an 9.000 işsiz Veteriner Hekim var ve her yıl bu rakam artıyor. Bu olayı örnek göstererek değerlendirme yapmanızı istiyorum.

Durum yukarıda çizdiğim tablodan çok farklı olmadığı için ; eğitim fakülteleri, mühendislik fakülteleri, iktisat, işletme ve diğer alanlarda eğitim ve mezun veren fakülteler açısından da olaya bakıp hemen hemen aynı değerlendirmeyi yapabilirsiniz.


Toplumu meydana getiren her bir şahsı bir hücre ve toplumu bu hücrelerden meydana gelen devasa yek vücut bir insan olarak değerlendirin. Nasıl ki insan sadece beyinden müteşekkil değildir, beyin vücudun sadece bir parçasıdır. Vücuda el, ayak, göz, kulak, burun, parmak, deri ve diğer organlar lazımdır. Vücuda iskelet sistemini oluşturacak kaslar, kemikler, damarlar ve kan lazımdır. 

Toplumuda sadece üniversite mezunu gençlerden müteşekkil bir yığın haline getirip bırakmak, yada bırakmaya yönelik eğitim sistemi inşaa edip uygulamaya koymak da  o derece abestir. Abeste iştigal edenlere seyirci kalmak da iç acıtıcı bir ezikliktir.


Türkiye'de üniversite sayısı 193 e ulaşmış vaziyette. 193 üniversitemizden belki 3-4 tanesi hariç hiç biri Türkiye ve Dünya çapında adından bahsettirecek işlere imza atabilmiş, dişe dokunur çalışmalar  yapıp, saygın üniversiteler sıralamasına girebilmiş değildir.

Üniversite kuruyoruz diye yüksek lise kapasitesinde kurumlar oluşturmak bize ışık tutmayacak, ufkumuzu aydınlatamayacaktır. Kendimizi kandırmaya devam etmenin kimseye faydası yok. 

Peki alttan gelen, üniversite kapılarında sayıları her yıl artarak çoğalan gençlerimizi ne yapacağız ?

Arkadaşlar eğitim sistemimizin yanlış olduğunun göstergesi olan bu problemimizi su ve hava kadar  vazgeçilmez  ihtiyacımız olan meslek okulları ile çözmeliyiz.


Bu meslek okullarını sanayi sitelerine, organize sanayi bölgelerine, fabrikaların, çiftliklerin içine kurmalıyız. Eğitim işini de sadece klasik öğretmen tipinde ; kravatlı, takım elbiseli, sabah sekiz, akşam beş çalışan memurlara vermemeliyiz. Ustalar, kalfalar ve mesleğini icra eden maharetli insanlara da eğitim verme imkanı sağlamalıyız.


Meslek okulunun konusu turizm ise burada eğitim görenlerin eğitiminin yüzde seksenini otellerde, tur rehberlerinin yanında yani kendi sıcak sahasında, bire bir, adeta usta çırak ilişkisi ile almasını sağlamalıyız. Eğitimini tamamladığında ve diplomasını aldığında işini gözleri kapalı yapabilecek gençler yetiştirmeliyiz. Kantarın topuzunu iyi ayarlamalıyız. Teorik eğitim ve uygulamalı eğitimi dengelemeli bir birini boğmasına neden olmamalıyız.


Devasa paraları hortumlayıp berhava eden, dünyanın en keskin zekalı insan gücünü etkisiz hale getiren bu eğitim sistemi ucubesini yok edelim.

Herkesin üniversite mezunu olduğu ve mezun olan gençlerin  ya hiç bir şey bilmediği bilse de bildiklerini uygulayacak iş bulamadığı bu  sistem Türkiyeyi bataklığa götürür. Yok olmaya mahkum eder. 

Bu alçak sistem bizi yok etmeden biz onu yok edelim. 


Böyle bir dünya yok


Doğru oturup doğru konuşalım, hep birlikte el ele verip bilgilerimizi, tecrübelerimizi, projeksiyonlarımızı birleştirelim ve geleceğimiz adına, dünyanın geleceği adına adımlar atalım.

Yoksa eğrilerin içinde boğulacağız....


MUSTAFA ÇİMEN

KAYSERİ 17/7/17

Hiç yorum yok: