14 Mart 2018 Çarşamba

Rövanş Hakkı

Rövanş Hakkı
Dünyada kaç millet, kaç dil var ? Hiç merak ettiniz mi ? Birleşmiş milletler şu anda konuşulan yaklaşık 7000 dil olduğunu bildirmiş. Avustralya’da 108, Hindistan’da 198 ve Abd’de 190 kadar çeşitli dil kullanılıyor.  Papa 9 dilde twitter hesabı açmış en çok İspanyolca hesabı takip ediliyor. Papau Yeni Gine’de 840 çeşit ayrı dil kullanılıyor. Yani hemen hemen yeryüzündeki 7 dilden biri papau yeni ginede kullanılıyor.
 Dil zenginliği ve çeşitliliği değişik kültürlerin ve yaratılış itibarı ile değişik milletlerin varlığının da kanıtıdır. Günümüzden 50 sene önce konuşulan dil sayısının 10,000 kadar olduğu,  geçirdiğimiz 50 sene zarfında 3000 dilin yok olduğu söyleniyor.
Dillere  konuşan insanların nüfus çoğunluğu  bakımından baktığımızda; Çin dili 1 milyar 200 milyon kişi tarafından kullanılıyor olması nedeni ile en yaygın kullanılan birinci dil .  55-60 milyon nüfuslu İngiltere’nin dilini, yer yüzünde 500 milyona yakın kişi kullanıyor ve kullanım sıralamasında ikinci .  İspanyolca üçüncü, Hint dili ise dördüncü sırada . Türk dili kullanım bakımından yer yüzünde beşinci sırada yer alıyor. Arapça ise altıncı sırada. Bizim kullandığımız Türkçe  ise yaklaşık 220 milyon kişi tarafından kullanılıyor.
Güçlünün güçsüzü ezdiği kapitalist sitemin hüküm sürdüğü dünyada,  dillerde bir birini ezmeye yok etmeye başlamış durumda. Gündemimize zaman zaman gelen yabancı kelimeler ve yabancı tabelalar tartışmaları sonrasında mesafe kat edilemiyor.  Önleyici adımlar atılamıyor.
 Yabancı bir kelime halk tarafından kullanılmaya başladıktan sonra yerine başka bir kelime koymak oldukça zor. Bu nedenle yenilikleri takip edip kendi dilimizdeki ismi ile topluma benimsektmek çok çok önemli.
Günümüzde anlaşmak zorlaştı. Herkes Türkçe konuşuyor gibi ama anlaşmak ne mümkün? Karşınızdakinin anlatmak istediği sizin anladığınızdan çok farklı olabiliyor. Herkes bundan yakınıyor ama çözümü için kimse adım atmıyor. Nerden başlayıp adım atacağını bilemiyor.
Bilbordlardan, televizyonlardan cari dil dejenerasyonlarına  karşı, eksperlerce hazırlanan analiktik analizler içeren afişlerle defans yapılabilir. Global entegrasyonun genç jenerasyon ve kamuoyu üzerindeki handikaplarının etkisi azaltılabilir. Kominikasyon experleri kendi aralarında konsiltasyon yaparak metamorfoza defansif, millet için ofansif dil sistemleri oluşturmalıdır. Dile karşı bilinç full-time online pozisyonunu korumalıdır,  part-time değil. Restorasyon ve revizyonlarla dil kurtulamaz,  realite bize rövanş hakkı tanımaz.
Yukarıda örnekleme  yapmaya çalıştığım parağrafta yüzde 80 yabancı kelime  kullandım. Durum bu. Abartılıda olmuş olsa ne demek istediğimi sanırım bir kısım insanlar anlaldı. Diğer bir kısım kendi istediği gibi anladı, bir kısımda hiçbir şey anlamadı.

Sağlık olsun.

3 Mart 2018 Cumartesi

yeni dünya düzeninde yenilenmemiz gerek

SESSİZ OLUN
Justin Bieber 2008 de vidyolarını  youtubeye yükledi ve o artık bir dünya fenomeni. Youtube kanalının ve twitter hesabının milyarlarca takipçisi var. Bizim ülkemizde de milyonların takip ettiği sanatçılar yanında sanatçı olmayan ama kendi bireysel yetenekleri ile fenomen olmuş kişiler var. Enes Batur 1998 doğumlu ve youtube kanalının 2,5 milyon takipçisi var.  Pratik bilgiler kanalının sahibi ise Uras Benli , Amerikan kanallarından görüp çoğu kişinin hayran olduğu neşeli deney vidyolarını çekip youtubeye yüklüyor 8 yılda  yüz binlerce takipçisi oluştu. Ağır Mimar 460 bin, Ekin Soyak 550 bin, Orkun Işıtmak 1 milyon 900 bin kişi tarafından takip edilirken bu liste burada elbette son bulmuyor.
Son zamanlarda duyduğum en sevindirici haber kendi milli Whatsupp yazılımımızı geliştirimiş olmamız bunun yanında yerli arama motoru geliştirme çalışmalarımız var.  Milli facebookumuz, milli twitterimiz, milli instagramımız yok. Tüm dünyanın düşünmeden teslim olduğu birbirleri ile en gizli görüşmelerini yaptıkları programları bizlerde kullanıyoruz. Bu programları kullanarak haberleşirken  iki kişnin en gizli sohbet ve sırlarını dinleyen üçüncü kişi yazılımın sahibi şirket oluyor.
Eskiden insanlar vakitleri namaz vakitlerine göre tayin ederlermiş, sabah, öğle, ikindi, akşam, yatsı diye vakti tarif ederlermiş. Sonra saatler geliştirilmiş. Saat sabahın 6 sı, öğlen 12, akşam 5 gibi kavramlarla vakit tarif edilmeye başlanmış. İnsanlar ; tv, radyo yokken saatlerini meydanlardaki saat kulelerine  bakarak ayarlamaya başlamışlar. Peki insanlar kendilerini kime, neye bakarak ayarlıyorlar ?
Şimdinin saat kuleleri bu internet fenomenleridir. İnsanlar kendilerini, düşüncelerini, giyimlerini, hareket sitillerini bu fenomenlere bakarak ayarlıyorlar. Bu fenomenler internet hesaplarında, sosyal sitelerde, kanallarında, tv dizilerinde, sinemalarda karşımıza çıkıyor.
Fenomenler dünya çapında insanların algılarını yönetmek için kullanılan olağan üstü etkili kişiler halinde. Dünya çapında 10 fenomen ülkemiz hakkında twit paylaşsa, ‘’ Türkiye çok tehlikeli önümüzdeki 10 sene asla  o ülkeye gitmem’’ dese emin olun turizmimiz yara alır.
Milyarlarca insan fenomenleri takip edip onların twitlerini paylaşıyor ve söz konusu twit daha geniş kitlelere ulaşıyor.
Biz her şeyi çok iyi bilen, her şeyi kavramış, konuşurken bin kelime haznesi ile düşünenler , öğretilmiş tepkilerle yaşamaya devam ediyor, beynimizin açlığını hissetmiyoruz.
Sevgili arkadaşlar, kıymetl i dostlar bizim ülke olarak tartıştığımız konular ; Serviste unutulan çocuklar, çocuk gelinler,  çöken istinat duvarları,  siyasilerin bir birlerini aşağılayan açıklamaları,  önümüzdeki seçimler, hesler , asma köptülerin güvenlikleri ve benzeri alışkın olduğumuz konular.
Yönümüzü gelişime çevirip yeni dünya ile mücadele edecek yeni sistemler kurmayı elbette tartışmıyoruz.
Küreselcilere karşı mücadele etmek, Türk ve Müslüman kalmak istiyorsak,  devletimize acilen yeni organlar eklemeliyiz, devletimize  yeni birimler  kazandırmalıyız. Eskiyen, küflenen, tarihte kalan kurum ve kuruluşları yeni çağa göre güncellemeliyiz.
Özellikle ; Google, microsoft, watsupp, facebook, youtube ve daha niceleri. Bunları geçmesek bunlar bizim kültürümüzü, anlayışlarımızı, düşüncelerimizi ezecek. Bizleri  kendi istedikleri  gibi düşüp hareket eden robotlara dönüştürecekler.


Bu birimler ; Algı yönetimi birimleri, algı yönetimi ile mücadele birimleri, subliminal mesajların tespiti ve subliminal mesajlarla mücadele birimi, sosyal paylaşım siteleri geliştirme ve yaygınlaştırma birimleri, pisikolojik savaş  birimleri gibi başlayıp listeyi uzatabileceğimiz birimler olmalı.