24 Mayıs 2018 Perşembe

CUMHUR İTTİFAKI PROTOKOL METNİ

CUMHUR İTTİFAKI PROTOKOLÜ
I
Adalet ve Kalkınma Partisi (AK PARTİ) ile Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) 24 Haziran 2018 tarihinde gerçekleştirilecek olan 27'nci Dönem Milletvekili Genel Seçimlerine, 2839 sayılı Kanunun 12/A maddesi ve işbu protokol uyarınca “Cumhur İttifakı" unvanıyla seçim ittifakı yaparak katılmaya karar vermişlerdir.
Cumhur İttifakı, Türkiye'nin istiklâlini ve istikbâlini her şeyin üstünde tutan bir anlayışla, güçlü ve istikrarlı bir parlamento yapısının oluşturulması ve gelecek beş yıl  içinde Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin bütün kurum ve kurallarıyla yerleşmesini temin etmeyi hedeflemektedir.  Aynı anlayışla Cumhur İttifakı'na destek veren Büyük Birlik Partisi de bu ittifakın bir parçası konumundadır.
Milletin sesine kulak vererek uzlaşan ve bu uzlaşısını Cumhur İttifakı ile taçlandıran AK PARTİ ile MHP, Cumhur İttifaki unvanı ile farklı siyasi partiler olarak  hükmî şahsiyetlerini muhafaza ederek seçimlere girecekler ve Milletvekili seçim kanunu  ile diğer mevzuatta yer alan esaslara göre, ayrı ayrı milletvekili aday listeleri vereceklerdir.
II
Cumhur İttifakı'nın 24 Haziran yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki  ortak adayı, Sayın Recep Tayyip  Erdoğan’dır. Cumhur İttifakı, Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın yeni  hükûmet sistemine göre büyük bir seçmen desteği ile Cumhurbaşkanı  seçilmesi için birlikte çalışacak, gayret gösterecektir.
III
Cumhur İttifakı esasen, 15 Temmuz  2016'da FETÖ'nün teşebbüs ettiği hain darbe ve işgal hareketi sonrasında, Türkiye'nin maruz kaldığı saldırılara karşı yerli ve milli bir duruşun doğal bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır.
Zira 15 Temmuz 2016, ülkemiz için her bakımdan dönüm noktası ve yeni bir başlangıç olmuştur. 7 Ağustos 2016'da Yenikapı'da ortaya çıkan "millî mutabakat", 16 Nisan 2017 Halkoylamasında milletimizin iradesiyle kabul edilen hükümet  değişikliğiyle perçinlenerek "millî şuur'a dönüşmüş, 24 Haziran 2018 seçimleri öncesinde kurulan Cumhur İttifakı'yla da millî bekayı esas alan "ahlâkî ve siyasî uzlaşma" ile somutlaşmıştır.
"Cumhur İttifakı" sadece bir seçim ittifakı olmayıp, Türkiye'ye yönelik iç ve dış kaynaklı hasmane girişimler karşısında,  millî ve ahlâkî bir duruş ve bu çerçevede sürdürülecek tarihi bir birlikteliktir.
IV
Cumhur İttifakı, Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “muasır medeniyet seviyesinin üzerine çıkma” hedefini yakalama azmi ile milli ve üniter devlet olan Türkiye Cumhuriyeti Devletini ve Türk Milletini ilelebet yaşatma iradesidir. Adalet ve Kalkınma Partisi (AK PARTİ) ile Milliyetçi Hareket Partisi (MHP), Yenikapı’daki  mili diriliş ruhu ile harekete geçmiş,  devleti ve millet iradesini tahkim eden bir Anayasa değişikliği neticesinde güçlü bir yönetim sistemi getirmiştir. Böylelikle Türkiye yeni bir siyasi sürece girmiştir ve bundan geriye dönüş olmayacaktır.
Cumhur İttifakı, Türkiye’yi hedef alan saldırılar karşısında parti çıkarları ve günlük siyaset hesapları yapmaksızın ortak bir duruş ortaya koymaya ve Türkiye’yi zayıflatarak uluslar arası operasyonlara açık hale getirmeye yönelik her türlü faaliyetin karşısında yer almaya kararlıdır. Bu kararlılık ve işbirliği ile ittifakımız Türkiye’yi bölgesel güç ve lider ülke yapacak 2023 hedeflerini gerçekleştirmenin yanı sıra, İ’la-yı  Kelimetullah uğruna asırlarca dünya barışının ve adaletinin teminatı, İslam aleminin ve bütün mazlum milletlerin yegane ümidi olan Türkiye’yi küresel bir güç haline getirecek, 2053 ve 2071 vizyonun alt yapısını adım adım inşa edecektir.
V
24 Haziran’da birlikte yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili Genel Seçimleri Türkiye için hayati önemi haizdir.  24 Haziran seçimleri, bir taraftan Türkiye’yi hedef alan sistematik saldırılara karşı güçlü bir cevabın verileceği, diğer taraftan da ülkemizin ayağındaki prangaları söküp atarak, bu saldırıları kalıcı olarak bertaraf edecek ve Türkiye’yi parlak bir istikbale taşıyacak yeni hükümet sisteminin tam olarak yürürlüğe girecek seçimlerdir. İnanıyoruz ki 24 Haziran’da milletimiz tercihini büyük ve güçlü Türkiye’nin inşası için yola çıkmış, şeffaf, bağımsız, kirli hesaplardan uzak, hasbi duygularla kurulmuş, Cumhur İttifakı’ndan yana kullanacaktır.
Cumhur İttifakı’nın yolu açık, Türkiye’nin ufku aydınlıktır.
Gayret bizden, Tevfik Allah’tandır.

3 Mayıs 2018 Perşembe

DEMOKRASİNİN ŞERRİNDEN DE ALLAHA SIĞINIRIM

Mantık çerçevesi sınırlarında bu demokrasi öyle saçma bir sistem ki…
Gelişmiş toplumlarda uygulanması olası ve mantıklı gözükse de, gelişmemiş olan toplumlarda uygulanması mantık dışıdır.
Ya toplumu uyandırmamak ya da rencide etmemek için gelişmemiş toplumlara ‘’ gelişmemiş’’ denmiyor da’’ gelişmekte olan’’ toplum deniliyor.
Gelişmemiş bir toplumu geliştirmek için ne gerekir?
Teknoloji, üretim, bilgi, kültür, sanat,  sanayii, yüksek ahlak, oturmuş yasalar, adalet,  kalite, daha yüksek kalite, titizlik, saygı, sevgi, toplumun bir parçası olduğunu fark etmiş ve kabul etmiş birey vb şeyler.. .
Bilgi, teknoloji, sanayii para ile elde edilir. Paranız çok olur, dünyanın en büyük bilim kampüsünü kurar, en teknolojik labaratuarlarını hazır hale getirir, dünyanın her yerinden bilim insanlarını toplar dersiniz ki; Alın size imkân ve para, alın size ödenek, alın size laboratuar, alın size ekip.
Dünyanın çeşitli ülkelerinden getirdiğiniz on bin bilim insanından bir tanesi yeni bir şey keşfetse, tüm yatırımlarınınızın ve bilim insanlarının hepsinin masrafı çıktığı gibi ülkeyi de ekonomik olarak uçurabilir.
Paranız yoksa ve yetiştirdiğiniz bireyler, fertler, evlatlar milletlerine aşık değil de maddi imkanlara, rahata ve refaha aşıksa, dakkasında yüksek teklifi veren ülkeye yada kendisi için rahat olacağını düşündüğü ülkeye kapağı atar.
Topraklarınızdan çıkan altın nasıl ülkenizin zenginliğine zenginlik katıyorsa, milletinizin içinden çıkan yerli ve milli beyinler de ülkenin altın madenlerinden daha kıymetli zenginlikler üretebilir.
Parayla alınanların dışında parayla alınamayan şeyler ne olacak peki ? Yani sevgi, saygı, adalet, titizlik gibi erdemler nasıl kazanılacak.
Bu yüksek insani erdemlerin kaynağı nedir? Toplumsal huzur ve adalet olmadan bu erdemler yaşanıp, kabül görebilir mi?
Sevgi, saygı, adalet olmadan ve toplumca kabül görmeden manevi erdemlerin hiç birinin tezahürünü toplumda tamami ile göremeyeceğimizi düşünüyorum.
Tam bağımsızlık için mücadele vermek, tüketim toplumu olmaktan çıkıp üretim toplumuna dönüşmek için liderlerin doğru bir yol haritası sunması gerekir.
 Bu yol haritasında yürümek, mücadele ve gayret, tasarruf, hak edilmeyen lüksten uzak kalmak gibi sıkıntılı da denilebilecek badireleri içerebilir. Eskilerin deyimi ile acı reçete olabilir.
Acı reçete olmadan parlak geleceklere ve zenginliğe ulaşmanın yolları da olasımıdır? Böyle bir olasılık varsa elbette parlak zekâlı, dahi liderlerin bunu topluma anlatması ve toplumu inandırması da gerkir. Ancak geçirdiğimiz 1960-2000 arası yıllardan ibret alarak gelecek nesillerin rızkını bu günden tüketmeyi uyanıklık saymamamız gerekir. Yani bu gün borç alıp biz rahat edelim, torunlarımız da ödesin demek ahlaki bir seçenek olmamalıdır.
Toplumlar, kendilerine sunulan acı reçeteteleri kendilerini sınırlandıracağı ve zora sokacağı için kabul etmeyi elbette istemeyeceklerdir.
Bu yüzden demokrasi gelişmekte olan toplumlar için saçma bir sistemdir.
Toplumla milletin farkı burada kendini belli eder.
 Hele hele tarihi bir misyonu olan milletler farklı hareket edecektir ve etmiştir de.
İleriyi gören, mücadeleden korkmayan, çalışmaktan yılmayan, gayret etmeyi onur sayan milletler içinse demokrasinin sonucu hayırlı olacaktır. Bu nedenle Türkiye de geçilen başkanlık sistemi milletimiz için yeni bir umut ışığı, kutlu bir yürüyüşün başlangıç noktasıdır..
Demokrasinin ve alçak insanların şerrinden de Şeytandan sığınır gibi Allaha sığınırım.

Mustafa ÇİMEN