23 Ekim 2018 Salı

Hangi ülkede ne kadar altın var ?

2018/ton son verilere göre

1-Amerikada   8133,5
2-Almanyada  3369,8
3-İmf               2814
4-İtalya            2451,8
5-Fransa          2436
6-Rusya           1998,5
7-Çin                1842,6
8-İsviçre          1040
9-Japonya          765,2
10-Hollanda       612,5
11-Hindistan       573,1
12- Avrupa m.bank 504,8
13-Tayvan       423,6
14-Portekiz               382,5
15-Kazakistan       326,4
16-Sudi Arabistan   323,1
17-Birleşik Krallık   310,3
18- Lübnan         286,8
19-İspanya    281,6
20-Austuya   280
21-Türkiye 246,3

Dünyada rezerv olarak 34 bin ton altın bildirilmiş. Bu rakamlar merkez bankalarının sahip olduğu rakamlar

Dünya genelinde yıllık altın üretimi 1500 ton civarındadır. Bazı ülkelerin sahip olduğu altın miktarları şöyledir; ABD (8000 ton), Almanya (3400 ton), İtalya (2450 ton), Fransa (2430 ton), Çin (1050 ton), İsviçre (1040 ton), Rusya (920 ton), Japonya (755 ton), Hollanda (610 ton), Hindistan (550 ton), Türkiye (500 ton). (Ülkelerin altın rezervleri aylık ve yıllık olarak değişebilmektedir.)
Türkiye’deki önemli altın madenleri şu bölgelerde bulunur; Uşak-Eşme, Gümüşhane-Mastra, İzmir-Bergama, Erzincan-İliç, Balıkesir-Kaz Dağları-Havran, Niğde-Ulukışla, Artvin-Cerattepe, Erzincan-Çöpler.

  • Altın rezervlerinden tarih boyunca toplam 160 ila 165 bin ton altın çıkarıldığı tahmin edilmektedir. Bu miktar, iki olimpik havuzu dolduracak kadardır.
  • Tarih boyunca üretilen altının değerinin 5 - 5,5 trilyon dolar olduğu tahmin ediliyor.
  • Tarih boyunca cevherlerden çıkarılan veya üretilen altının yarıdan fazlası hükümetlerde ve merkez bankalarında bulunur. Mevcut ve kullanılan altınların çoğu “antik” olarak kabul edilir.
  • Dünya altın üretiminin yüzde 50’si takılarda, yüzde 40’ı yatırım için, yüzde 10’u da sanayide kullanılır.
  • Dünyanın en büyük altını Venezüella’da bulunuyor. 7,7 onsluk altın, yaklaşık 1,5 milyon dolar değerinde…
  • Periyodik tablodaki elementler arasında para birimi olarak seçilen tek metal altındır. Bunun en büyük nedeni paslanmaması, kolay işlenmesi, saf olarak bulunabilmesi ve toksik olmamasıdır.
  • Altın, emtia piyasasında önemli bir yatırım ve milletlerarası ödeme aracıdır. En risksiz yatırım araçlarından biri olarak kabul edilir. Arzın sabit veya az olması sebebiyle altın fiyatlarında talebe göre inişler ve çıkışlar yaşanır.
  • Dünyadaki en değerli ticari metal altındır. Diğer değerli metaller şunlardır; rodyum, platin, iridyum, paladyum, osmiyum, renyum, rutenyum, gümüş. (Emtia piyasalarına göre sıralama değişebilmektedir.)
  • Doğadaki en saf altın binde 999,9 oranında saflıktadır. Yüzde 100 saflıkta altın doğada bulunmaz.
  • Altına; gümüş katılınca yeşilimsi, çinko katılınca sarı, nikel ve platin katılınca beyaz, bakır katılınca sarı ila kırmızı arasında renkler kazandırılabilir. Takılardaki rengine göre halk arasında “beyaz altın”, “yeşil altın”, “sarı altın” veya “kırmızı altın” gibi ifadelerle bilinir.
  • Altın oldukça yumuşak fiziksel yapısı sebebiyle her türlü işleme imkân verir. Örneğin; 10 gram altın dövülerek 11 metrekarelik ince bir levha çekilebilir veya 570 metre uzunluğunda ince bir tel çekilebilir.
  • “Kral suyu” olarak bilinen nitrik asit ile hidroklorik asit karışımı güçlü asit, altını çözebildiği için “altın suyu” olarak da bilinir.
  • Dünyada takılarda en fazla altın kullanan ülkeler Hindistan ve Çin’dir. Hindistan’daki düğünlerde yılda bin tonun üzerinde altın takılar kullanılmaktadır.
  • Hindistan’da çeşitli kutlamalarda bazı yiyeceklerin üzerine altın tozu serpilir, bazı içeceklere de altın parçaları katılır.
  • Yapılan araştırmalara göre, ağız yoluyla vücuda alınan altın sindirilemez ve vücuttan atılır. Yani altın vücuda alınsa bile sağlığa zararlı değildir.
  • Altın toksik değildir; ancak altının üretimi ve işlenmesinde oldukça zehirli olan siyanür kullanılır. Altın üretiminin yüzde 80’den fazlası siyanürle yapılır. Son yıllarda farklı üretim alternatifleri araştırılmakta veya uygulanmaktadır.
  • 2012 yılında yapılan bir araştırma, radyoaktif Au-198 izotopunun, prostat kanserine karşı kullanılabileceğini ortaya koydu. Au-198’in, kanserli hücreleri yok edebildiği, diğer hücrelere zarar vermediği yönünde olumlu sonuçlar ortaya çıktı.
  • 2013 yılında yapılan bir araştırmaya göre, yerkabuğunda yaşanan depremler sırasında oluşan kırıklardan buharlaşan suyun altın oluşumunu sağladığı belirtiliyor.
  • 2015 yılı itibariyle yerkabuğundaki altın miktarının 186 bin 700 ton olduğu tahmin ediliyor.

Altın, dünyanın pek çok ülkesinde düşük oranlarda bulunur. Yerkabuğu kütlesinin milyonda birini içerdiği tahmin edilmektedir. Deniz suyu 1 milyon tonda 4 gram altın içerir. Altın içeren başlıca mineraller kalaverit, silvanit ve krennerittir. Ayrıca, kurşun ve bakır minerallerinde, volkanik kuvarslarda, kumlu akarsu yataklarında altına rastlanmaktadır. Minerallerde saf veya bileşikler halinde bulunabilir.
En büyük altın rezervi bulunan ülkeler; Güney Afrika, Rusya, Amerika Birleşik Devletleri, Yeni Gine, Kanada, Endonezya, Özbekistan, Peru, Gana, Burkina Faso, Mali ve Avustralya’dır. Dünya rezervinin üçte ikisi Güney Afrika’da bulunur.

Altın ayarı, saflık derecesini ifade eder. Dünyada “karat” olarak bilinen ölçü birimi, Türkiye’de “ayar” olarak adlandırılır. Altının bütününün her bir parçası “ayar” olarak ifade edilir. En saf altın (% 99,95) 24 ayardır; yani ayarı, bütünün 24’te biridir. 22 ayar altın, yüzde 91,6 oranında altın, yüzde 8,4 oranında diğer metalleri içerir. 18 ayar altın, yüzde 75,14 oranında, 14 ayar altın ise yüzde 58,5 oranında altın içerir. 10 ayar altında, yüzde 41,7 oranında altın vardır. Düşük ayarlı altınlar oldukça yumuşaktır. Şeklini koruyamadığı için genellikle kuyumculukta kullanılmaz. Bu sebeple çeşitli elementlerle sertleştirilir. Beyaz altının ayarı 19,2 olarak kabul edilir.

ltının kimyasal sembolü “Au”dur. Atom numarası 79, atom ağırlığı 197, yoğunluğu 19,3 gr/cm3’tür. Erime noktası 1064 derece, kaynama noktası 2856 derecedir. Enerji seviyesi başına elektronları “2, 8, 18, 32, 18, 1” şeklindedir. Atom yarıçapı 135 pm, kovalent yarıçapı 144 pm’dir. Kristal yapısı yüzey merkezli kübiktir.
Periyodik tabloda 11. Grup, 6. Periyot, D-Blok elementlerinden biridir. Geçiş metalleri element serisinde yer alır. Saf halde yumuşak, parlak, sarı renkli bir elementtir. Kolay işlenebilen ağır bir metaldir. Kolayca dövülebilir, haddelenebilir, kabartılabilir, oyulabilir, dökülebilir, kakılabilir. Metaller arasında en yumuşak ve kolay işlenebilen metal olarak bilinir. Gümüş ve bakırdan sonra elektrik iletkenliği en yüksek metaldir. Kolayca kimyasal tepkimeye girmez. Asitlere karşı dayanıklıdır, çok kararlıdır, havadan ve sudan etkilenmez, paslanmaz, kararmaz ve matlaşmaz. Sadece “kral suyu”nda çözülebilir. Bileşiklerinde +1 ve +3 değerliklidir. +3 değerlikli bileşikleri genellikle kararlıdır. Organik tuzları kararsızdır. Bütün bileşiklerden kolaylıkla metal formuna indirgenebilir.

Altının geçmişinin hangi uygarlığa kadar uzandığını tespit etmek zor; ancak milattan önce 4000’li yıllara kadar uzanan tarihi olduğu tahmin ediliyor. 3200’lü yıllarda eski Mısır’da para olarak kullanıldığına dair bazı kanıtlar var. Peru’daki bazı antik kalıntılarda M.Ö. 2000’li yıllara ait altın ziynet eşyalarına rastlanmış. Aztekler, İnkalar, İskitler, Yunanlar, Sarmatlar, Mısırlılar, İranlılar, Asurlar, Sümerler ve Lidyalar başta olmak üzere hemen hemen bütün medeniyetlerde para, takı, mücevher ve süs eşyası olarak altının izine rastlamak mümkün. Simyacıların “filozof taşı” olarak adlandırdıkları efsanevi madde de, kurşunla birlikte “muhtemelen” altından oluşuyordu. İlk saf altın paranın, M.Ö. 560 yılında Lidya’nın Küçük Asya krallığında üretildiği kaydediliyor. Yakın tarihte altınla ilgili en önemli ilk kimyasal işlem, Japonya’da yapılmıştır. Altının radyoaktif izotoplarının ilk sentezi, 1924 yılında Japon fizikçi Hantaro Nagaoka tarafından “nötron bombardımanı” yoluyla gerçekleştirilmiştir.
“Altın” kelimesi, Latince “parlayan, ışıldayan” anlamlarındaki “aurum” kelimesinden türetilen bir sözcüktür. Simgesini de bu sözcükten alır. İngilizcesi “gold”dur. Diğer bazı dillerde de, “şafak, parlaklık, şafak parıltısı” gibi anlamlara gelen benzer kelimelerden türetilen sözcüklerle ifade edilir. Türkçedeki “altın” ifadesinin en eski kaynağının ise, Orhun Yazıtları’ndaki “altun kümüş kergeksiz kelürdi” şeklinde yer alan “eksiksiz altın ve gümüş getirdi” anlamındaki cümleden geldiği belirtiliyor.

www.makaleler.com dan yararlanılmıştır


5 Ekim 2018 Cuma

Tarım bakanlığı personel sayısı kaçtır ?

2017 verilerine göre
Tarım bakanlığında 57 bin 175 personel görev yapmaktadır.
3.500 merkez diğerleri ise taşra teşkilatındadır.
44 bin memur
2 bin sözleşmeli
10 bin işci kadrosu vardır

15 bin Ziraat Mühendisi
8 bin Veteriner Hekim
2 bin Gıda mühendisi
1200 Su ürünleri mühendisi
5 bin Tekniker
2 bin Teknisyen görev yapmaktadır.

TÜRKİYE SÜT ÜRETİMİ NEDİR ?

2017 üretimimiz 20 milyon 700 bin ton olarak açıklanmıştır. Bu sütün 9,1 milyon tonu sanayiye aktarılmakta %56 sı kayıt dışı işlenmektedir ( Ulusal süt konseyi )
16 milyon büyükbaş
45 milyon küçükbaş
220 milyon et tavuğu
120 milyon yumurta tavuğu vardır.

Türk halkının ortalama yıllık 36 kg  süt tüketimi, 15 kg peynir, 30 kg yoğurt, 15 lt ayran, 1,5 kg kadar tereyağı tüketimi vardır. Hepsi süt olarak hesaplandığında rakam yıllık 231 kg a ulaşmaktadır. (2017 verilerine göre ).

Sadece süt olarak bakıldığında ; Almanlar 54, Fransızlar 50, Abd 57, Çin 20, İran 27 kg süt tüketmektedir.

Asya ortalaması 33, Avrupa ortalaması 59, Abd ortalaması ise süt tüketiminde 57 kg civarındadır.