11 Ekim 2013 Cuma

Beyan

Evrenin yaşını  13,8 milyar yıl diye tahmin ediyorlar, Dünyanın yaşını 5,5 milyar sene.
İnsanı oluşturan atom parçacıkları Evren yaşında ve Dünya kopukluğunda.
''Biz mi evrenin parçasıyız, yoksa evren mi bizim parçamız?'' Bu sorunun net cevabı yok ama İnsan atomsal olarak 13,8 milyar yaşında ve atomların iç hareketindeki gibi dönmeye ve devr etmeye alışkın bir varlık.

İnsan, durduğu yerde; 450 km/sn hız ile dünya ekseni etrafında döner,  diğer yandan dünya ile ; 30 km/sn hızla Güneşin etrafında döner. Yetmez, Güneş Sistemi ile birlikte, Samanyolu Galaksisi'nin merkezi etrafında 220 km/sn hızla döner.  Samanyolu Galaksisi ile birlikte de, başka bir dönence etrafında 600 km/sn hızla döner. Akıl almaz derecede enerji, kuvvet, kudret isteyen, insanın kendinden başlayan fakat sonu nerede belli olmayan bu dönüşlerde, oluşlarda, akışlarda talebi ve etkisi olmayan insan; İlahi ''Kevni Ayetler'' girdabına kapılmış gibidir.

Bütün bu oluşların, dönüşlerin ve gidişlerin geri dönüşü yoktur.
Engin baş döngünlüğü, sarhoşluk, hoşluk, boşluk, şarkılar, aşk, ritim, bilgelik, bilgi, hesap, sevgi, nefret, kibir, arama, düşünce gibi sayısız insanca  hareket, fiil, his ; Hayat volkanından fışkıran lav gibi insanın içinden dışına dökülür. Sıcak sıcak evrenin canlılığı ile kaynaşır. Hayat ağacının meyvesi sonsuz beyandır, beyanın kapısı açılır. Dil döner, insan konuşmaya başlar. İnsan; dili ile konuşur. Yetmez; bazen lisan-ı hali ile konuşur,  kendi  susunca hali anlatır halini. Elleri ile konuşur, yüz göz işaretleri ile, sonra bakışları ile konuşur...
Söyleyecek şeyleri olanlar ölür giderler  gene susmaz, yazdıkları kitaplardan konuşmaya devam ederler.
Cümleler, kelimeler, harfler, heceler,  sesler yetmez insanın konuşmasına.
Günü gelir; sessiz, halsiz, kitapsız, işaretsiz, hareketsiz konuşmayı da öğrenir.

Mustafa ÇİMEN
10/10/2013
TALAS /KAYSERİ




Hiç yorum yok: