30 Eylül 2019 Pazartesi

Düşlerle gerçekler ayrı ayrı yaşar, Kaç büyük baş hayvanımız var ?

Ülkemizde kaç adet büyük baş hayvanımız var  ?

Bu soruyu Tarım bakanına sorsanız size şappadak cevap verebilir.  ''Herkes bu soruya çok kolay yanıt verebilir, bu kadar kolay soru sorulur mu , dur bakalım bu sorunun altından ne çıkacak diye '' aklından da geçirebilir.

Tüik verilerine göre ; 2017 de büyükbaş hayvan varlığımız bir önceki yıla göre %5 artışla 16,1 milyon adet, 2018 de ise 2017 ye göre % 6,9 artışla 17,2 milyon adettir.

Tüik bu rakamları Tarım bakanlığından almaktadır. Tarım bakanlığı bu rakamları Türkvet sisteminde kayıtlı olan hayvanlara bakarak vermektedir.

Türkvet sistemi nasıl çalışır peki ?

Büyükbaş hayvanlar doğum yaptığında yavruları yönetmelik gereği 3 ay içerisinde küpelenerek sisteme kaydedilir, kesilen ve ölen hayvanların ise sistemden düşülür. Bu sistemde hayvanın bulunduğu işletme, tür, ırk, cinsiyet gibi hususlarda belirtilir. Mantık itibarı ile müstesna sistem öyle değil mi ?

Bir ülkenin kendi sınırları içinde ne kadar inek, koyun, at, eşek, camız, kedi, köpek var ? bunu tespit etmek, kaydetmek, takip etmek ve bilmek hakkıdır. Bilemez ise plan program yapamaz, koruyucu önlemler alamaz, ihtiyacını karşılayamaz, gözünün önünü sağlıklı şekilde göremez.

Ya bildiğini sandığı şey yanlış sa ne olur ? Ya 17,2 milyon hayvanımız yoksa... O zaman kasasında 17,2 milyarı olduğunu sanan ama 12 milyarı olan iş adamının düşeceği duruma düşersiniz. Karşınızdakilere yanlış bilgiler verir rezil olursunuz birkaç adım sonrasında  iflas edersiniz de vaveylanız Arjantin'den duyulur...Daha vahim tablolar ülkenin geleceğini karartır...

-''Bırak bu muhalif lakırdıları, şu gün 17,2 milyon büyükbaş hayvanımız var, aha da Türkvet kayıtları, sen Türkvet'ten daha iyisini mi bileceksin '' desen de, demesen de herkes biliyor ki bizim maalesef 17,2 milyon büyükbaş hayvanımız yok, maalesef sayılar yanlış, maalesef gerçek sayı kaç net olarak kimse bilmiyor.

Neden Türkvet gibi bir sistemde yazılan, tespit edilen sayılar yanlış olsun ?

Hikayenin neresini anlatayım, neresinden başlayayım bilmiyorum. Ama son sözümü başta söyleyeyim benim de karın ağrım geçsin,  sonra size anlatmaya devam edeyim.

Neden mi ? Ülkemizde liyakat yok ta ondan, ülkemizde ruhsat yok ta ondan, ülkemizde işi bilmeyen insanlar köşe başlarını tutmuş bürokrat olmuş sahadan haberi olmadan yönetmelik yazıyor da ondan, sular yukarı doğru akacak deseniz de sular hep aşağı doğru akar da ondan...

Türkvet sistemindeki yanlışlıkların ana sebeplerini 5-6 başlıkta açıklamak mümkündür. Yazı uzamasın diye şimdi sizlere bir başlığını açacağım...

Ülkemizde hayvan ticareti yoğun şekilde yapılmaktadır. Hayvanlar bir ilden diğer ile giderken yanında hayvana ait pasaport, veteriner sağlık raporu ve dezenfeksiyon belgesi olmak zorundadır. Veteriner sağlık raporu oluşturulabilmesi için, hayvan yapılan veteriner muayenesinde her ne kadar sağlıklı olsa da aşılarının geriye dönük tam ve eksiksiz olarak sisteme girilmiş olması gerekmektedir. Nakillerde aranan aşı bilgileri raporda yer almak zorundadır. Bu aşılar tam ve eksiksiz olarak yapılıp girilmediği için çoğu hayvan bu raporu alamamakta ve iller arasında izinsiz sevk edilmektedir. Bu sevkıyat sonrası çıktığı işletmeden yeni işletmesine ulaşmakta ancak yeni sahibi bu hayvanları kendi üzerine kaydedememektedir.

Bu olayı biraz daha anlaşılacak şekilde anlatmak istiyorum. Kayseri'de Osman amcamız var evinin geçimini besicilik yaparak sağlar, çocuklarını okutur, yıllardır yaptığı iş, para harcamış ahır yaptırmış, yem makinasi almış, çiftlik kurmuş, yemlik, depo, traktör, sıyırıcı bir sürü yatırımı da var. İşinde de usta biridir Osman amca. Yıllardır bu işi yapa yapa hayvanın geviş getirmesinden sağlığını anlar, dışkısından bağırsak hastalıkları hakkında yorum yapar ona göre rasyonda değişikliklere gider, 8 aylık danaya baksa 18 aylık olduğunda kaç kilo gelir  bilir onu.

İşte bu bizim Osman amca  Sivas Şarkışla pazarına gitti ve oradan 20 tane dana aldı, hayvan pazarının çıkışında ise sevk raporu almak istedi, hafta sonu olmasına rağmen orada görevli olarak çalışan Veteriner hekimler hayvanları muayene etti, sağlıklı olduklarını tespit etti ama Osman amcaya sevk raporu veremediler, neden? Çünkü aşı kayıtlarında aşılar tam gözükmüyor...

Osman amcam parasını ödeyip aldığı hayvanları orada mı bırakacak, yükledi kamyona getirdi Kayseri'ye. Gitti Sorguna aldı besilik danalarını orada da aynı dert, Kastamonu'ya, Nevşehir'e gitti hep aynı problem. Yazmış biri yönetmeliğe arkadaş , hayvanın kayıtlarında  2 şap 1 çiçek aşısı girilmiş olacak boru mu ? Hayvan o an sağlıklı olsa ne, Veteriner hekim o an muayene yapmış sağlıklı demiş olsa da boşa ... Ankara'da bu yönetmeliği yazanlar boşuna mı yazmış, havan pazarında görevli Veteriner Hekimler, memurlar sevk raporu ve re meezz...

Osman amcamın ahırında 100 danası var, hepsi küpeli, hepsi sağlıklı, hepsi yerli ama Osman amcamın ahırına bunlar sevksiz geldi... Anadolu sözüdür ;Al sana bir kaya nerene dayarsan daya...

Şimdi Osman amcamın Tarım il müdürlüğüne, ilçe müdürlüğüne gidip kendini ihbar etmesi ve hayvan başı 800 lira gibi bir rakam ödeyip hayvanları kendi üstüne kaydettirmesi lazım, siz olsanız yapar mısınız ? Vallahi yapmazsınız, çünkü atla deve kazanmıyorsunuz, 8-10 ay hayvan besleyip hayvan başı olursa 500 lira 1000 lira zor kazanıyorsunuz...

Ne olacak şimdi Osman emmi...
-Ne mi olacak, bekle yıl başını af çıkacak,

Hadi... çok güzel bunu kimden duydun ?
- Kimseden duymadım her sene çıkar...

Af çıkınca Osman amcam danaların küpesini kesti, çağırdı görevli arkadaşları, Osman amcamın adına hayvanlar yeni küpeleri ile tescil edildi, eski küpeler çöpe gitti ama hala sistemde kayıtlı duruyor.. Türkvet sisteminde hayvan sayımıza 100 tane yeni danacık eklendi, eklensin ne olacak... Osman amcam gibi niceleri de bu aftan yararlandı ve sisteme ellerinde bulunan hayvanları kaydettirdi. Bizim hayvan varlığımız da bu gibi olaylardan etkilenerek sadece yüzde 2-3 arttı ..

Bitti mi film ? bitmedi...

Nasıl yani bitmedi ?  Şöyle ki .. Kars var, Ardahan var, Erzurum var, Diyarbakır var.. var oğlu var...

Ben az diim siz çoğunu anlayın, kalanını da sonra anlatayım



Çözüm önerimiz

Yönetmelikten aşı kayıtlarının  zorunluluğu kaldırılmalıdır.  Veteriner Hekim muayenesi sonrası hayvanlar sağlıklı ise aşı kaydına bakılmadan sevkine izin verilmelidir. Sevk raporsuz gelenler de varış işletmelerinde kendini ihbar ederse hayvanlar orada muayene edilmeli ve sağlıklı ise alıcısına kayıt edilmelidir.


Mustafa ÇİMEN
Veteriner Hekim



















27 Eylül 2019 Cuma

kırmızı et üretimimiz ne kadar ?

2018 Dünya sığır eti üretimi toplamı 72,2 milyon ton, küçükbaş et üretimi ise 14,9 milyon ton, kanatlı eti üretimi ise 121,6 milyon tondur (fao verisi)


2017 yılında toplam kırmızı et üretimi 1 milyon 126 bin ton ile bir önceki yıla göre yüzde 4 oranında düşmüştür.

2018 de ise  kırmızı et üretimi 1,118 bin ton olarak gerçekleşmiş 2017 ye göre düşün göstermiştir. Bunun 114 bin tonu küçükbaş etidir.

2018 yılı itibarı ile hayvan varlığı büyükbaş 17,2 milyon, küçükbaş ise 46,1 milyon olarak kayıtlıdır.

Yıllık kesilen hayvan sayısı ise büyükbaşta 2014 den beri yaklaşık olarak 3,6 ile 3,7 milyon arasında gitmiş gelmiştir. 
Karkas ağırlığı ortalaması 293 kg a yükselmiştir.

Küçük baş kesimi 2014 de 5,1 milyonken 2018 e kadar 4,6 milyona gerilemiştir.


Canlı hayvan ithalatı 
2014 büyükbaş 48,430 adet ,küçükbaş 64,081 adet
2015 büyükbaş 203,107 adet, küçükbaş 3,077
2016 büyükbaş 494,306 adet, küçükbaş 5,299 adet
2017 büyükbaş 889,307 adet, küçükbaş 280,669 adet
2018 büyükbaş 1,460,563 adet, küçükbaş 425,507 adet olmuştur

Toplam ödenen para 2018 de büyükbaş hayvan başı 1160 dolar civarında olmuş yekünü ise 1,7 milyar doları bulmuştur.

2014-2018 arası 3,8 milyar dolar para büyük baş ithalatı karşılığında ödenmiştir


Kırmızı et ithalatı 2018 de 55 bin ton olmuştur. 

2018 de kesim fiyatı 28,5 tl iken market kuşbaşı fiyatları 42,5 tl dir
2018 konsantre yem fiyatı ortalaması 1,24 tl/kg  dir






25 Eylül 2019 Çarşamba

Türkiye ve hayvancılık

Ülkemizde  resmi verilere göre 2000 yılında nüfus 63,1 milyonken 335 bin ton et,8732 bin ton süt üretilmiştir. Kişi başı 5,3 kg et 13,8 lt süt düşmüştür

 2018 yılında   nüfusumuz 80,2 milyona yükselmiş et üretimimiz ise 990 bin ton olarak, süt üretimimiz ise 20700 bin ton olarak gerçekleştirilmiştir. Kişi başı12,3 kg et, 25 lt süt üretilmiştir.

Resmi veriler 2000 yılında 9 milyon sığır varlığı olduğunu söylerken, 2018 yılında sığır varlığının 17 milyona yükseldiğini söylemektedir.

Hayvan sayısının artışı yanında et ve süt üretimimiz yükselirken hayvan başı verimliliğinde yükseldiği dikkat çekmektedir.

 2000 yılında ortalama karkas ağırlıkları 190 kg iken 2018 de ortalama karkas ağırlığı 280 kg a çıkmıştır. Avrupa karkas ağırlık  ortalaması 2018 de 290 kg dır.

Bu değerlendirmeler yapılırken fao verilerine göre 2000 yılında Arpa, Buğday, Tritikale, Yulaf fiyatları ortalaması uluslararası piyasada 156 dolar, 2005 de 221 dolar, 2010 da 302 dolar ve  2018 de aynı hububatların ortalama fiyatı ise 251 dolara yükselmiştir.

2000-2018 arası et ve yem dengesi ele alınacak olunursa yükselen yem fiyatlarından dolayı üretici aleyhine olan ekonomik durum dikkat çekmektedir. Üreticinin 1 torba yem  alması için ne kadar et vermesi gerektiği aşağıda dikkatinize sunulmuştur.

2000 yılında  kesim fiyatları ortalaması 2,84 tl, yemin kilo fiyatı 0,05 tl, 1 torba yem için 0,88 kg et
2005 de  kesim fiyatları ortalaması 9,56 tl, yemin kilo fiyatı 0,3 tl, 1 torba yem için 1,56 kg et
2010 yılında kesim fiyatları ortalaması 18,41 tl, yemin kilo fiyatı 0,47 tl,1 torba yem için 1,24 kg et
2015 yılında kesim fiyatları ortalaması 21,14 tl, yemin kilo fiyatı 0,74 tl, 1 torba yem için 1,75 kg et
2017 yılında kesim fiyatları ortalaması 26,1 tl, yemin kilo fiyatı 0,90 tl, 1 torba yem için 1,72 kg et
2018 yılında kesim fiyatları ortalaması 28,5 tl, yemin kilo fiyatı  1,3 tl, 1 torba yem için 2,28 kg et

Hayvancılığa ve tarıma ayrılan destekler merkezi bütçenin % 2,7 sini oluşturmaktadır. 2019 da yaklaşık olarak 26,5 milyar tl destek ayrılmıştır.