Çin'in #Wuhan kentinde #Corona salgının başladığı Aralık 2019 dan
bu güne yani 9 Nisana 2020 ye kadar yaklaşık 5 aylık sürede tüm dünyada ölen insan
sayısı 95.718 kişi, İyileşenlerin sayısı ise 355,421 kişi.
Koronadan 120 günde ölen insan sayısı:
95,000
Diğer sebeplerden 100 günde
ölen insan sayısı: 161,000,000
Koca dünyanın Corona pandemisi
karşısında diz çöküp teslim olması ise çok korkunç aynı derecede de ilginç. İş
yerleri kapanıyor, ekonomiler batıyor, dünyaya Corona korkusu ile yeni düzeni
veriliyor.
Dünyada günlük kaç insan ölüyor
diye merak edenler Googleye yazsın. Sonuçlar var, dakika dakika çalışan
sayaçlar var, günlük ortalama dünyamızda 161,000 bin kişi ölüyor. Yıl başından
bu yana yaklaşık 100 gün geçti tüm dünyada ölen insan sayısı 16,185,000 kişi
oldu.Bu veriler yıllık
istatistiklerden çıkartılmış verilerdir.
Ölüm gerçektir, ölüm hakikattir, ölüm
yaşayan her varlık gibi bizlerinde karşı karşıya kalacağı bir durumdur. Ölümsüz
müyüz? Çağımızda kendimizi birazda öyle hissettiğimiz için mi ölümden bu kadar korktuk?
Neler oluyor şu an, hepimiz aynı
endişeyle izliyoruz, üzüm üzüme bakarak kararır, insanda insana bakarak korkar,
insanda insana bakarak aynı duygu okyanusuna dalar, endişe tüneline girer, akıl
tutulmasına kapılır. Bu sosyolojik gerçeği okuyarak öğrenen, araştırarak bulan
bilim adamı sosyologlarımız hayli çoktur , ben yaşayarak ve gözlemleyerek öğrenenlerdenim.
Daha virüs dünyaya yayılmadan
tüm insanlara ekranlardan bazı görüntüler izletildi. Hastalığın çıktığı
Wuhan eyaletini her gün izledik. İnsanlara nasıl korkacaklarını ekranlarda
gösterdiler, el yıkamayı artır, maske tak, kalabalıktan uzak dur, yaşlılar
sokağa çıkmasın, gençler sokağa çıkmasın. Her uygulama ile çıtayı biraz daha
yükselttiler.
Koca koca devletlerin kurduğu
dünya sağlık örgütü bu pandemiden anlının akıyla çıkamadı. Wuhan'ı karantinaya
alsaydı, dünyaya kapatsaydı bu iş orada bitecekti. Başta bunun bir pandemi olmadığını
söylediler. Çin Wuhanla diğer eyaletlerinin bağlantısını kesti ancak ilginç ve
iğrenç şekilde Wuhan'dan dünyanın diğer yerlerine olan uçuşları durdurmadı. Who yani Dünya sağlık örgütü ise duruma müdahale etmedi. Who'nun hatası dünyaya
pahalıya mal oldu. Çürümüş birleşmiş milletlerin kokuşmuş sağlık örgütü,
öngörüsüzlük ve korkak politikalarının bedelini dünyaya ödetti.
Corona pandemisinin ''İlginç '' dediğim yönü olan'' Hastalık korkusuyla dünyaya ayar verilmesi tarafı var. Hastalığın bu yönünü de düşünün lütfen. Pandeminin bu açısına bakacak
olursak, nükleer silahtan daha korkutucu.
Nükleer silahlardan, elinde
nükleer silah olan kimsenin korktuğu yok, ancak bu pandemiden tüm dünya
korkuyor.
Korkutarak ayar veriliyor
dünyaya..
Sanayiler durdu, sağlık alt
yapısı çöktü, üretim aksıyor, gıda zinciri bozuluyor. Amerika'nın bazı
eyaletleri iflaslarını açıkladılar. Avrupa birliği dağılma noktasına geldi.
Rusya olayı uzaktan seyrediyor ancak petrol fiyatları yüzünden çok zorda kaldı.
Türkiye soğukkanlı duruyor fakat ekonomimiz son derece yavaşladı, işletmeler durunca devlet vergi kaybına uğradı, vergi toplama
işimiz aksadı, ödemelerimiz devam ediyor. Her devlet gibi Türkiye de sıkıntıya girdi.
Bu olayın ne zaman ve nasıl neticeleneceği merak konusu. Stratejistler bu hastalıkla dijital paraya geçileceğini, insanlara yavaş yavaş çip takılmaya başlayacağını, Amerikanın batıp bölünmeye başlayacağını, küreselcilerin evanjelistlere karşı kazançlı çıkacaklarını, sermayenin yeni adresi olarak dünyanın yeni patronunun Çin olacağını söylüyorlar.
Önümüzdeki günlerde yağışlara bağlı sellerin oluşması, gıda ticaretinin aksamasına bağlı olarak çeşitli ülkelerde baş gösterecek açlık ve kıtlık, depremler, kasırgalar bizi bekleyen diğer sürprizler.
Ülkemizde çeşitli tedbirlerin aldığını ancak yeterli gelmeyeceğini görüyorum. İnsanlar kendileri de bireysel olarak biraz daha akıllıca hareket etmeli, koyulan kurallara uyulmalı. Tarım ve hayvancılıkta bu sene ekstra desteklemeler yapılmalı. Bir santim dahi boş, ekilmemiş tarla, bostan, sera kalmamalı. Gıda depoları elden geçirilmeli.
Geçtiğimiz son üç senede et ve canlı hayvan ithalatı ile yerli hayvan üreticimiz büyük darbeler yedi ve iflas edenler oldu. Şu noktada dişi hayvan kesimi daha sıkı kontrol etmeli, hayvan beslemekte zorluk yaşayan çiftliklere maddi destek sağlanmalı. Su kaynaklarını daha dikkatli kullanmalıyız. Salgınla artan su tüketimini kontrol altında tutmalıyız.
Cumhurbaşkanımızın ''Artık hiç bir şey eskisi gibi olmayacak'' sözlerinin arkasında derin manalar olabilir.
Korkuyoruz ama teslim olmayalım, ekonomiyi durdurmayalım, tarlaları boş bırakmayalım, esnafların batmasına engel olalım, bu üretim ve tüketimin aynı anda devam etmesine, üretimden tüketime ulaşan zincirin kırılmamasına bağlı. Hepimiz bir birimize bağlı ve bağımlıyız.
Korkmayalım toplumun yüzde doksanı bu hastalığı ayakta atlatacak. Yaşlılarımıza ve ikinci üçüncü hastalığı olan vatandaşlarımıza dikkat edelim.
Korkunun yaratacağı umutsuzluk, korkunun doğuracağı panikle oluşacak hasarların açtığı yaralar ölümden daha ağır bedel olarak bizleri ve tüm dünyayı etkileyebilir.
İngiltere sürü bağışıklığı diye restini çekti ama geri vites yaptı, bizde buna benzer bir rest çekelim. Azdan az çoktan çok gider. Millet olarak bir savaşta 350,000 genç, sağlıklı, erkek neslini feda eden Türk milletiyiz. Coronaya teslim olmamıza üzülürüm.
Korku girdabından çıkınca durup düşünebiliriz, sağlıklı karar verebiliriz. Korku girdabından çıkalım.
Bir nefes sıhhat gibi devlet olmaz, devletlerimize sahip çıkarken birikimlerimizi sele kaptırmayalım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder