27 Nisan 2020 Pazartesi

Türkiye'de Tarım ve Hayvancılığın Önünün Açılması İçin Yapılması Gerekenler

Tarım ve hayvancılığın önünün açılması için kısa vadece çabucak yapılabilecek ve hemen sonuç alınabilecek 7 önerimi sunuyorum. Bu öneriler tıkanıklık ve engel olarak gördüğüm hemencecik aklıma gelen en basit noktalardır. Bu hususlarda düzenlemeler yapılması ülkemiz, hayvancılığımız ve tarımımız için gerekli ve önemlidir. Uzun vadede yapılması gerek çok daha büyük ve önemli düzenlemeler, değişiklikler ve yenilikler şarttır.


1.Hayvancılığın önünün açılması için hayvan sevklerinde 3 aşı şartı derhal kaldırılmalıdır. Sağlıklı hayvanlar çıkış noktasında muayene edilip varış noktasında 15 gün karantinaya alındıktan sonra alıcısının işletmesine kaydedilmelidir. Böylelikle gerçek hayvan sayısını belirleyebiliriz. 3 aşı şartının kaldırılmasıyla hayvan hastalıklarının yayılacağını iddia edenlerin bu iddiası yıllardır 3 aşı kaydı olmadan sevk edilen hayvanların varlığı ile çürümüştür.

Hayvanlar şu an ülkemizin her yerine 3 aşı kaydı olmadığı için sevk raporsuz taşınıyor. Hastalık yayılacak, bulaşım artacak olsa çoktan olurdu. 3 aşı şartı sadece hayvan kayıtlarının önünde engel olarak durmaktadır. Gerçek sayıyı bilmemize engel olmaktadır. Mükerrer küpeler girilmekte, aflarla kesilip atılan ve yerine yenisi takılan küpler nediyle hayvan varlığımız sanal olarak artmaktadır.

2.Kesimhaneler bazında enerji desteği sağlanmalıdır. Kesim sayılarına göre elektrikte ve suda belli oranda teşvikler verilmelidir.

3.Gıda işletmelerinde TSE kalite yönetim sistemi (ISO 9001) teşvik edilmelidir. Kalite yönetim sertifikası alan firmalara vergi teşviki uygulanmalıdır. Vergi teşvikinden faydalanmak isteyecek gıda işletmeleri de ister istemez kaliteyi yükseltecek, alt yapıya önem verecek ve şartlarını kalite yönetim sisteminin  kriterlerlerine uygun hale getirecektir.

4. Yetiştiricilerin elinde hastalıktan yada diğer sebeplerden ölüm noktasına gelen hayvanlar olmaktadır. Bu hayvanlar çoğunlukla kesimhanelerce alınmamaktadır. Alınacak halde olanlar varsa da yetiştirici, imha edilme korkusu, hastalık, aşırı zayıflık yada antibiyotik nedeniyle hayvanını kesimhaneye götürülmemektedir. Bu hayvanlar portatif, kural tanımayan, kayıtsız çalışan kasaplara çok ucuza vermektedir. Sonrasında kesilmekte, parçalanmakta ve bir şekilde insan tüketimine arz edilmektedir. Bunun önüne geçmek için yukarıda bahsi geçen şekle gelmiş hayvanlar devlet tarafından  alınmalı ve imha edilmelidir, portatif kasaplara bırakılmamalıdır.

5.Tarımda çok hassas döneme giriyoruz. Dünyada gıda akış zinciri kırıldı. Şu gün bir pirinç tanesi bir ipondan daha hayatidir. Bu yüzden il müdürlükleri ziraat mühendislerini ürün bazında ayrı ayrı görevlendirilmeli ve sahaya sürmelidir. Örneğin, 10 mühendis buğday ekilen bölgelerde faaliyet gösterip buğday eken çiftçileri, köylerde, ilçelerde toplayıp sürekli eğitime tabi tutarken bir diğer grup mısır ekenleri, bir grup arpa, diğer grup pancar ekenleri sürekli eğitip ürünleri kontrol altında tutmalıdır. Bölgelerde  ekilen her ürünle ilgili eğitim, takip ve kontrol birlikleri oluşturulmalıdır. Bu ekipler sahadan ayrılmamalıdır.

6.Çiftliklerdeki organik gübrelerin fazlası il müdürlüğünce toplanmalıdır.Gübre havzaları oluşturulup toplanmalıdır. Gübreler ekim yada tarla hazırlık döneminde ziraat mühendislerinin planlama şemasına uygun şekilde çiftçilerle iş birliği içinde tarlalara kadar nakledilmelidir.

7.Yaylaklar genişletilmeli ihaleyle satışa son verilip acilen  yetiştiricileri birlikleri  ile temasa geçilerek  üreticilere tahsis edilmelidir. 

Hiç yorum yok: